12.07.2010

2 yabancının yarısı : YABANCI




‎"Akşam, Marie beni görmeye geldi, kendisiyle evlenmek isteyip istemediğimi sordu. "Bence bir, ama istersen evleniriz" dedim. O zaman, kendisini sevip sevmediğimi öğrenmek istedi. Bir başka sefer de söylediğim gibi: "Bunun bir anlamı yok ama, her halde sevmiyorumdur" diye cevap verdim. Bunun hiçbir önemi olmadığını, isterse evlenebileceğimizi söyledim. Zaten isteyen kendisiydi, ben sadece evet demekle yetiniyordum. O zaman, Marie "evlilik ciddi bir şeydir" dedi. Ben de "değildir" diye cevap verdim. Bir an sustu, bana sessiz sessiz baktı. Sonra yine konuştu: "Aynı şekilde bağlı olduğun bir başka kadın sana aynı teklifi yapsa kabul eder miydin, onu öğrenmek istiyordum" dedi."Elbette ederdim" dedim. O zaman "ben seni seviyor muyum acaba" diye sordu. Ben de "bu hususta hiçbir fikrim yok" diye cevap verdim. Yine sustuktan sonra, ne kadar tuhaf bir adam olduğumu, beni muhakkak ki bunun için sevdiğini, ama belki günün birinde yine aynı sebeplerden benden nefret edebileceğini mırıldandı. Bunlara ekleyeceğim bir sözüm olmadığı için susuyordum. Gülümseyerek kolumu tuttu, "seninle evlenmek istiyorum" dedi. Ben de "ne zaman istersen evleniriz" diye cevap verdim."
                                                                                                            "Albert Camus









1 yorum:

Adsız dedi ki...

dokuz kadın diye bi film var
kadın kocasını bırakmıyor çünkü onlarca kadın arasında sadece kendinin bir özelliği olduğuna inanıyor..

sonra tanık olduğu bir sahneden anlıyor ki.. o bile yok..
teşekkürler bana sıradanlığımı anlattığın için diyor.

senin için sıradanlığımı dese daha doğru..
bir ilişki başlangıcı için korkunç.. bu bölümdeki kadın mozoşist olabilir mi??..
ama bitişler için şart.. kadın kendini adamın gözünde görür.. sıradanlığını farkeder.. ve gider..

yazmak isterdim..
böyle bir öykü.. ya hatta sanki yazdım da ben bunu .. haha kitap hazırlığı içinde.. =)

atalet...